Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni Tarih’e desem sığmazsın "Çanakkale"

17-03-2019
Çanakkale Savaşı’na katılmak üzere İstanbul’a gelen askerler, Sultanahmet Camii avlusunda cepheye gidecekleri saati bekliyorlar.
 
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanma! Bilakis onlar diridirler; Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.” (Âl-i İmran, 3/169-170)
 
Allah’ın korunmasını emrettiği mukaddes değerler uğruna can vermenin adı olan şehitlik, dinimize göre en yüce makamlardan biridir.  Çünkü şehit; din, vatan, millet, devlet ve istiklal uğruna anadan, babadan, yârdan, evlâttan hâsılı tüm sevdiklerinden ayrılmayı göze almış, mukaddesatı uğruna gözünü kırpmadan canını feda etmiştir. Bu eşsiz fedakârlığının mükâfatı ise Yüce Rabbimizin sonsuz iltifatına ve ikramına mazhar olmaktır. Cenâb-ı Hak şehidin ulaşacağı bu yüce makamı şöyle haber vermektedir: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanma! Bilakis onlar diridirler; Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.” Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ise şehidin ahiretteki durumunu şöyle ifade buyurmuştur: “Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve onlarca kez yeniden şehit olmayı ister.” 
 
Ecdadımız, Allah’a olan imanları, vatana olan sevdaları, cesaretleri ve fedakârlıklarıyla üzerinde yaşadığımız bu toprakları asırlarca korumuştur. Tarihin hiçbir döneminde inancından ve bağımsızlığından taviz vermemiş, zulme asla boyun eğmemiştir. “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” şuuruyla vatanın her karış toprağı için çarpışmış, ne pahasına olursa olsun canından aziz bildiği yurduna düşmanları uğratmamıştır. Tarih, vatanı ve mukaddesatı uğruna her türlü zorluğa göğüs geren şanlı ecdadımızın kahramanlık destanlarıyla doludur. İşte imanlı sinelerin Allah aşkıyla şahlandığı bu destanlardan biri de Çanakkale zaferidir.
 
Çanakkale zaferi, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bir milletin omuz omuza vererek üstlendiği büyük mücadelenin adıdır. Çanakkale, ismini Sevgili Peygamberimizden alan kahraman Mehmetçiğin, imanından aldığı güçle bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykırdığı, tertemiz alnından vurulup toprağa düştüğü yerdir. Yüreği sarsılmaz bir imanla dolu olanların, kalbi vatan aşkıyla çarpanların yedi düvele karşı bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen kazandığı zaferdir Çanakkale.